期刊名称:International Journal of Geography and Geography Education
电子版ISSN:2630-6336
出版年度:2013
期号:1
页码:63-102
出版社:Marmara University
摘要:Alp-Himalaya kuşağında yer alan ülkemizde zaman zaman mal ve can kaybına sebep olan şiddetli depremlerin vuku bulduğu bilinmektedir. İşte bunlardan birisi de 1 Ekim 1995’de Dinar yöresinde meydana gelmiştir. Afyonkarahisar, Denizli, Isparta, Burdur ve Uşak illerini de içine alan, nispeten geniş bir alanda hissedilen deprem, Dinar ve yakın çevresinde önemli ölçüde tahribata yol açmıştır. Bu sebeple, 1 Ekim 1995’deki yer sarsıntısına “Dinar Depremi" adı verilmiştir. Nitekim, 6.1 magnitüdündeki bu depremde en çok sarsılan yer, Dinar ve yakın çevresi olmuştur. Burada, 90 kişi hayatını kaybetmiş; 243 kişi muhtelif derecede yaralanmış ve ayrıca yaklaşık 40 000 konut da hasar görmüştür. Depremde, yerleşme üniteleri, kara ve demiryolları gibi beşerî tesislerde meydana gelen hasarların yanı sıra, tansiyon çatlak ve yarıkları, kaya patlaması, akarsu yataklarında göçmelerle, kaynak sularında renk ve debi değişiklikleri gibi doğal çevrede de önemli bazı olaylar gözlenmiştir. Dinar ve yakın çevresinde sarsıntının ana sebebi arazinin tektonik bakımdan duyarlı bir zonda yer almasıdır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nda da sözü edilen yöre, 1. derecede deprem sahası içerisinde kalmaktadır. Arazide kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu faylar, ana orografik hatları belirlediği gibi tektonik çöküntü havzalarının sınırlarını da az çok tayin etmiştir. Arazi gözlemlerimize göre depremin en çok etkili olduğu kesimler de tektonik depresyonun faylı sınırına rastlamaktadır. Burası, aynı zamanda suya doygun alüvyal formasyonların ve bunun altında karstik formasyonların bulunduğu kesimdir. Buna göre yörede vuku bulan depremin, büyük ölçüde tektonik kökenli olmakla birlikte yeraltındaki karstik boşlukların varlığı da dikkate alındığında esasta, tektono-karstik kökenli olduğu söylenebilir.
其他摘要:Dans notre pays qui se trouve dans la zone des Alpes et de I’Himalaya, on sait que les violents seismes qui ont cause les degâts materiels et humains, ont eu lieu de temps en temps. Voilâ l’un de ces seismes s’est produit dans la region de Dinar au le r octobre 1995. Le seisme qui s’est senti relativement dans un large terrain et qui contient les villes de Afyonkarahisar, Denizli, İsparta, Burdur et Uşak, a cause une destruction dans une large mesure â Dinar et aux environs de Dinar. C’est pourquoi la secousse qui s’est produite au 1 er octobre 1995 s’appelle le Seisme de Dinar. D’ailleurs, lors de ce seisme â l’echelle de 6.1 magnitudes, la region qui s’est secouee le plus c’est Dinar et ses environs. Pendant ce seisme, 90 personnes se sont tuees; 243 partiellement blessees et en meme temps 40 000 habitations ont eu des degâts. Durant le s6isme, il y a eu des dommages materiels dans les unites d’emmenagement, dans les chemins de fer et dans les routes, en meme temps on aobserve dans l’environnement ecologique certains faits importants comme les failleş et les fissures de la tension, 1’explaosions des roches, l’effondrement dans les lits des rivteres et les changements de couleur et de ddbit dans les eaux des sources. La cause principale du seisme de cette region est que le terrain se trouve une zone sensible du point de vue tectonique. La region dont il s’agit dans la carte des regions du seisme de la Turquie, preparee par la direction generale des cataclysmes du ministere des travaux publics et des logements, se trouve â 1 ’interieur de la zone du premier degre. Cette carte determine plus ou moins les failleş du nord-est-sud-ouest, les lignes principales d’orographie et les Iimites des bassins tectoniques d’enfoncement. Selon nos observations sur le terrain, meme temps les morcellements les plus touches du seisme rencontrent les Iimites des failleş de la depression tectonique. Cette zone, est en meme temps le morcellement oü se trouvent les formations alluviales satisfaites d’eau et au-dessoûs de celles-lâ les formations karstiques. D’apres cela, le seisme qui s’est produit dans la region est dans une large mesure, d’origine tectonique, pourtant en tenant compte de l’existence des depressions karstiques, on peut dire qu’en principe il est d’origine tectonokarstique.