期刊名称:Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi
印刷版ISSN:1302-1796
出版年度:2012
期号:28
页码:43-59
出版社:Selcuk University
摘要:Son dönem sosyal bilim tartışmalarının önemli konu başlıklarından biri olarak öne çıkan ‘sosyal sermaye’nin Türkiye özelinde genişçaplıbir değerlendirmesi henüz yapılmamıştır. Ancak bu başlık altında çeşitli alanlarda ortaya konulan özel inceleme ve araştırmaların sayısında bir artışın olduğuna şahit olmaktayız. Türkiye toplumunun sahip olduğu potansiyel sosyal sermaye kaynaklarının başında gelen ‘aile’ ve ‘din’ yapısal olarak değerler hiyerarşisindeki yerini henüz yitirmişgörünmemektedir. Toplumun atfettiği önemi ‘Dünya Değerler Araştırması’(DDA) ve ‘Türkiye’de Aile Değerleri’ (TAD) gibi araştırmalardan elde edilen verilerle ortaya koymak bu yazının temel amacıolacaktır. Aile ve din kurumu diğer sosyolojik kurumlar arasında sosyal sermaye teorisine rahat bir şekilde eklemlenebilen bir kurumdur. Sosyal sermayenin temelinde değerlerin, güvenin ve birlikte yaşamanın olmasıbir anlamda aile ve din kurumunun rolleri ile örtüşmektedir. Bu açıdan aileyi bir etkileşim ağıolarak ele aldığımızda bu etkileşimde ortaya çıkan unsurların sosyal sermaye değerini ortaya koyabilmek önemlidir. Yine benzer şekilde din kurumunun bir etkileşimler ağından oluştuğunu ve bu etkileşimlerden ortaya çıkan sosyal sermaye unsurlarınıortaya koyabilmek önemlidir. Bu çalışmada aile ve din kurumunun sosyal sermaye üretebilirliğine ilişkin bütün detayların incelenmesine ve ortaya koyulmasına imkan yoktur. Ancak bu konuda bir farkındalık kazandırabilecek ölçüde vurgular yapılmaktadır. Sosyal sermaye teorisi diğer teorilerden farklıolarak toplumu daha çok etkileşim ağlarıve biraradalık üzerinde değerlendirmektedir. Sosyal uyumun ortaya çıktığı, güvene dayalıilişkilerin olduğu ve biraradalığın yaşandığıtoplumlar sosyal sermaye stoğu yüksek toplumlar olmaktadırlar. Sosyal sermayenin nasıl üretileceği ve nasıl sürdürülebileceği ayrıtartışma konularıdır. Böyle olmakla birlikte bu soruların cevabınıvermede aile ve din kurumunun hem yapısal unsurlarıhem de etkileşim örüntüleri kolaylık sağlamaktadır. Sosyal sermaye çalışmalarıoldukça yeni bir alandır ve Türkiye örnekleminde daha fazla ve farklıperspektiften çalışmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Yani, yerli bir perspektife ihtiyacın olduğunu ifade ederken aynızamanda evrensel bakışaçısının da kaçırılmamasıgerektiği vurgulanmalıdır. Diğer yandan Aile ve din kurumu üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Ancak sosyal sermaye ekseninde yapılan alışmalara ihitiyaç olduğu görülmektedir. Aile kurumuna ve din kurumuna dair sosyal sermaye teorisi bağlamında yapılacak tahlillere ihtiyaç olduğunu da vurgulamak gerekir. Bu çalışma katkısıazda olsa böyle bir kaygıyla ortaya koyulmuştur.